Mega projelerin fizibilitelerindeki özensizlikler

     Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) modeli içerisinde bir takım sorunları da içeren bir yöntemdir. Çünkü geleceğin belirsizliğinde yazılan karmaşık ve uzun süreli KÖİ sözleşmelerini yazmak kolay değildir. Bu nedenle proje hazırlık aşamasında olası KÖİ yöntemleri ve geleneksel tedarik ile karşılaştırılmalı ve kamu hizmeti en verimli yöntemle gördürülmelidir.

     Bu yazıda Türkiye'de bu fizibilitelerin nasıl yapıldığını ele alacağım.

     Mevzuat
     Aslında KÖİ projesi geliştiren bütün kurumlar hukuken bu tür bir fizibilite çalışması yapmalıdır. Şehir hastanelerine ve Yap-İşlet-devret yöntemine ilişkin mevzuatın bu konudaki düzenlemesi çok açıktır ilgili bakanlıkların ön fizibilite raporu hazırlamaları istenilmektedir. Bu raporlarda önerilen projelerin teknik, finansal, ekonomik, çevresel, sosyal ve hukuki açıdan yapılabilirliği analiz edilmelidir. Kullanım bedeli, hizmet bedeli ve garantiler de dâhil olmak üzere riskler analiz edilmeli ve optimal bir risk paylaşım mekanizması kurulmalıdır. Sonuçta yatırımın geleneksel tedarik yöntemleri yerine kamu özel iş birliği modeli ile hayata geçirilmesinin gerekçesi karşılaştırmalı olarak ortaya konulmalıdır.   
     Dünya Bankası metodolojiniz yok diyor
     Bu raporlar, ticari sır içerdikleri gerekçesiyle kamuoyuyla paylaşılmamaktadır. Bu nedenle raporların yöntemi, bulguları ve sonuçlarına ilişkin ayrıntılı ve objektif bir değerlendirme yapmak kolay değildir. Ancak, 82 ülkede KÖİ projelerinin hukuki ve kurumsal yapısını, proje hazırlama yöntemlerini, ihale süreçlerini ve sözleşme yönetimini‘de jure’ ve ‘de facto’ verilerle değerlendiren Dünya Bankası Türkiye’de KÖİ projelerinin hazırlık süreçlerinde spesifik bir metodolojinin uygulanmadığını belirtmektedir. Ön fizibilite raporlarının hazırlanma yöntemlerine ilişkin ayrıntılı bir düzenleme bulunmamaktadır. Bunun yanı sıra ekonomik incelemeler, risk analizleri ve paylaşımları, kamu finansmanı açısından sürdürülebilirlik testleri ile finansal performans değerlendirmeleri spesifik bir metodolojiye dayanmamaktadır. Bu nedenle, önerilen KÖİ yöntemlerinin geleneksel tedarik karşısındaki (dez)avantajları objektif biçimde yapılamamaktadır.
      Resmi metinlere göre de fizibilitelerde özensizlik büyük
     Projelerin hazırlanmasına yönelik ayrıntılı düzenlemeler olmaması nedeniyle, uygulayıcılar projelerin belirlenmesi, KÖİ yöntemlerinin seçilmesi, fizibilite raporlarının hazırlanması ve sözleşmelerin yazılması süreçlerinde özensiz davranabilmektedir. Örneğin, 2014 yılında yayımlanan Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018) Kamu Özel İşbirliği Özel İhtisas Komisyonu çalışmalarına katılanlar “kamu kurumları tarafından piyasaya çıkarılan kimi projelerin ayrıntılı ön hazırlık çalışmasının yapılmadığını” belirtiyor. Katılımcılara göre proje geliştirme çalışmaları eksiklikler ve kusurlar içermektedir. İhaleyi aldıktan sonra sözleşmelerde revizyona yapılacağına inanan firmalar her ihaleye girmeye çalışmaktadır. Ancak, ihaleyi aldıktan sonra ortaya çıkabilen sistemik sorunlar hem projeleri geciktirmekte hem de işlem maliyetlerine neden olmaktadır. Sonuçta genel olarak ülkenin yabancı yatırımcılara ve bankalara karşı görünümünü zora girmektedir.
     Bu rapordan 4 yıl sonra yayımlanan On Birinci Kalkınma Planı (2019-2023) Kamu Özel İşbirliği Özel İhtisas Komisyonu çalışmalarına katılanlar daha iyi şeyler söylemiyorlar maalesef. Katılımcılar yetkililerin hazırlık sürecinin bir diğer önemli aşamasını oluşturan fizibilite çalışmasını ihale dosyasının tamamlanması amacıyla gerek duyulan bir doküman eki gibi gördüklerini belirtiyorlar. Fizibilite çalışmalarına azami önem verilerek projelerin hazırlık süreçlerinin kalitesinin artırılması gerektiğini de ilave ediyorlar. 

     Son söz: 2008 yılından bu yana yapılan yaklaşık 55 milyar dolar değerindeki KÖİ projelerinin fizibilitelerindeki özensizliğin boyutunu görüyor musunuz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder