Şehir Hastanelerinin hesaplamalarında, hata, manipülasyon veya keyfiyet?

Malum, Sağlık Bakanlığı Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) modeliyle sağlık tesisleri yapmak için iddialı bir program başlattı. Bu kapsamda, yaklaşık 42 bin yatak kapasitesine sahip 31 projenin çalışmaları başlatıldı. 2017 yılının ilk yarısı itibariyle 30,5 bin yatak kapasiteli 19 hastane kampüsü bir tane de idari binanın ihalesi yapıldı ve sözleşmesi imzalandı. Bu sözleşmelerin bir kısmı finansal kapanışı sağladı ve bunlardan 4 hastane işletmeye alındı. Diğerlerinin finansman ve yatırım süreçleri devam etmektedir. İmzalanan sözleşmelerin, proje başına ortalama yatırım tutarı  500 milyon ABD doları civarındadır. 2008 yılında ortaya çıkan "Küresel Finansal Krizden" sonra, Avrupa’da sağlık KÖİ sözleşmelerinde, ortalama proje değeri 100 milyon Euro’ya kadar düşürülürken, Türkiye’deki sağlık KÖİ sözleşmelerinin yatırım tutarı artırıldı. (bu konuda ayrıntılı bilgi için şu çalışmama bakabilirsiniz)

Bu tür büyük projelerin fizibilitelerinin yapılması ile sözleşmelerin yazılması ve icrası çok zordur. Çünkü KÖİ sözleşmeleri karmaşık projeler içerdikleri ölçüde, fizibilite çalışmalarının hazırlanması, sözleşmelerin ihalesi, tasarımı ve müzakeresi ve sözleşmelerin ihtiyaç duydukları finansmana erişimleri giderek zorlaşmaktadır. Dolayısıyla bazı projelerde yatırım tutarı milyar ABD dolarını da geçen bu büyük projelerin fizibilite çalışmalarında olabildiğince özenli davranılması gerekmektedir.
Bu fizibilite çalışmalarına ve bunların sözleşmelerine ilişkin bilgiler ticari sır gerekçesiyle kamuoyuyla paylaşılmamaktadır. Ancak, kamuoyuyla paylaşılan bazı bilgiler, bu çalışmalarda gereken özenin gösterilmediği yönünde endişelere yol açmaktadır.

Bu yazıda şehir hastaneleriyle ilgili kamuoyuyla paylaşılan bilgilerdeki bazı çelişkilere dikkat çekeceğim.

Bir JP Morgan hikâyesi de ben anlatayım

Haberi basından takip etmişinizdir. HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan TBMM’de, Maliye Bakanı  Naci Ağbal’ın  hükümetin bazı yabancı yatırımcı kuruluşlara dövizi düşürecek adımlar atılacağına yönelik bilgi aktararak, bu yatırımcılar lehine haksız kazanç yarattığını öne sürdü.

İddia doğruysa olay şöyle gerçekleşmiş: