Dünya Bankası verilerine göre Türkiye Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projeleri açısından gelişen ülkeler içerisinde dünya birincisidir. Esasen sözleşme sayısına göre yedinci ve sözleşme büyüklüğüne göre de dördüncüdür. Sözleşme büyüklüğünü, sayısına bölerseniz ortalama sözleşme büyüklüğünü elde edersiniz. Bu veriye göre Türkiye birincidir.
Peki bu iyi midir? Gelin bir bakalım.
2016 yılında Oliver Hart ve Bengt Holmström’e geleceğin belirsizliğinde yazılan eksik sözleşmelerin neden olacağı aksaklıklar konusundaki katkıları nedeniyle ekonomi alanında Nobel ödülü verildi. Özellikle Hart KÖİ sözleşmelerinin doğası nedeniyle eksik sözleşme olduğunu ve bu nedenle karmaşık işlerde bu yöntemin kullanılmaması gerektiğini söylemektedir. Sözleşmeler eksik yazıldığı ölçüde uygulama aşamasında revizyona gidilmektedir. Revizyonlar nedeniyle başlangıçtakinden uzaklaşıldığı ölçüde, rekabetçi ihalelerde elde edilen etkinlik kaybolacaktır.
Gündelik dildeki deyimiyle, “sözleşmenin bu kadar değiştirileceğini bilseydim ben de böyle teklif verirdim” sözü bunu çok iyi açıklamaktadır. Sözleşmelerin kapsamı ve tutarı büyüdüğü ölçüde karmaşıklaşmakta ve yazılması da zorlaşmaktadır. Yetkililerimiz Nobel ödülü alan yazarların katkılarının tam da tersini yaparak sözleşmeleri büyütmektedir.
Sözleşmeler neden büyür?
Mega projeler konusunda dünya genelinde bir veri seti oluşturan Bent Flyvbjerg, bu projelerin doğası gereğince öngörülen bütçelerin ve sürelerin bir türlü tutturulamadığını belirtmektedir. Yani bu projeler öngörülenden daha pahalı ve daha geç sürelerde tamamlanmaktadır. Flevbjerg aksaklıklarına rağmen mega proje geliştirmenin gerekçesini dört başlık altında toplamaktadır.
Öncelikle siyasetçiler eser bırakmak istemektedir. Nitekim THY eski CEO’su Hamdi Topçu hatıratında, İstanbul Havalimanının yapılmasının temel gerekçesinin Binali Yıldırım’ın eser bırakma sevdası olduğunu ifade etmektedir.
İkincisi teknoloji buna imkân vermektedir.
Tabii ki iş insanları para kazanmak istemektedir. Nitekim Dünya Bankası veri setine göre dünyanın ilk beş büyük KÖİ müteahhidi Türk şirketidir.
Son olarak nedense halk bu projeleri sevmektedir.
Neden revize edilir?
Latin Amerika’da 1.000 adet sözleşme revizyonunu inceleyen Guasch, revizyon taleplerinin % 61’inin müteahhitlerden geldiğini ve revizyonların kahir ekseriyetinin de özel sektöre avantaj sağladığını ifade etmektedir.
KÖİ sözleşmeleri Türkiye’de de sıklıkla revize edilmektedir. Nitekim şimdiki ismi Cumhurbaşkanlığı Strateji Başkanlığı olan Kalkınma Bakanlığı’nın şu çalışmasında projelerin eksik ve hatalı yapıldığı ve firmaların da nasıl olsa ihaleyi aldıktan sonra çözeriz mantığıyla teklif verdiği belirtilmektedir. Yani ihaleleri sözleşmelerde değişiklik yaptıracaklarına inanan firmalar kazanıyormuş.
Ne oldu?
Örneğin şehir hastanelerinde mevzuata göre kullanım bedelinin üç ayda bir ödenmesi gerekmektedir. Ancak uygulamada ödemeler aylık olarak yapılmaktadır. Yani mevzuat askıya alınmış durumda.
Otoyollarda sözleşmelerde revizyon yapıldı. Sözleşmelerde dolar üzerinden belirlenen geçiş ücretleri sene başında TL’ye çevrilmekteydi. Son dönemlerde kurlardaki hızlı yükseliş nedeniyle, müteahhitler ücretlerin yılda iki defa güncellenmesini talep etti. Artık dolar üzerinden belirlenen ücretler Ocak ve Temmuz başlarında yılda iki defa güncelleniyor.
Bu revizyonlar neticesinde üç projede müteahhitlere 2020 yılının ikinci yarısında ekstradan 632,7 milyon TL ödeme yapılacak. Bu parayı geçerlerse kullanıcılar, geçmezlerse vergi mükellefleri ödeyecek.
- Gebze-İzmir Otoyolu 374,4 milyon TL
- Avrasya Tüneli 54,7 milyon TL
- Yavuz Sultan Selim Köprüsü 203,6 milyon TL
Son söz: Sözleşme revizyonu neticesinde sadece bu üç projede müteahhitlere 275 bin net asgari ücret ödemesi yapılacaktır. Diğerlerini de siz düşünün.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder