Hastanelerde ölçek ve kuruluş yeri seçimi sorunu: Bilkent Şehir Hastanesi örneği

8 Eylül cumayı, cumartesiye bağlayan gecenin bir yarısında yapılan operasyonla Büyükşehir Belediyesi (BB) yol açmak için ODTÜ arazisinde 4,8 km boyunca binlerce ağacı kesti. BB belediye başkanı ağaçların yapımı devam eden Bilkent Şehir Hastanesinin (BŞH) ulaşımını kolaylaştırmak amacıyla kesildiğini ve bu amaçla da 700 milyon TL tutarında yatırım yapılacağını açıkladı. 60 yılda büyüyen ağaçların bir gecede kesilmesinin, çevre ve kent yaşamı üzerindeki olumsuz etkileri sosyal medyada sıkça dile getirildi. Bu yazıda, farklı olarak, hastanelerde ölçek ve yer seçimi sorunu üzerinde yoğunlaşacağım.
Sağlık Bakanlığı, Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) modeliyle 42.103 yatak kapasitesine sahip 32 şehir hastanesini programına aldı.   31.103 yatak kapasitesine sahip 20 hastanenin ihalesi yapıldı ve sözleşmesi imzalandı. Diğer hastanelerin ihale süreçleri devam etmektedir. Sağlıkta Dönüşüm Programı (SDP) kapsamında inşa edilecek şehir hastanelerinin ortalama yatak kapasitesi 1.358’dir.KÖİ modeli çerçevesinde yüklenici firma hastaneleri inşa etmekte ve yönetmektedir. Bakanlık bunun karşılığında, 25 yıl süreyle kullanım ve hizmet bedeli ödemekte ve çekirdek sağlık hizmetlerinin sunumunu üstlenmektedir. 

Bu yazının konusunu oluşturan BŞH 1,2 milyon metrekare arazi üzerinde inşa edilmekte ve 3.660 adet yatak kapasitesi içermektedir. (Yüklenici firmanın kendi sayfasında yatak kapasitesi 3.804 adet olarak bildirilmektedir. Bakanlık ve firmanın beyan ettikleri farklı yatak kapasitelerinin, kamuoyunu aydınlatma konusundaki eksikliği işaret ettiğini belirtelim ve yazıya Bakanlık verileriyle devam edelim).Bakanlık, BŞH için 11.9.2017 günü kurları itibariyle 552 milyon TL kullanım, 572 milyon TL hizmet bedeli olmak üzere; 25 yıl boyunca, her yıl 1(bir) milyar TL’nin üzerinde ödeme yapacaktır. (İhalede ortaya çıkan Türk Lirası cinsinden bedeli, ihale tarihi itibariyle Avroya çevirdim. Daha sonra Avro üzerinden bulunan bedeli bugünkü kur itibariyle tekrar Türk Lirasına çevirdim).*

Şehir hastaneleri, kapatılacak olan mevcut hastanelerin yerini alacak ve kapatılan hastaneler yeni hastanelere taşınacaktır. Örneğin Ankara’da Etlik ve Bilkent şehir hastaneleri açılınca, Ankara kent merkezindeki Cumhuriyetin tarihsel ve planlı döneminin izlerini taşıyan birçoğu tescilli kültür varlığı olan 13 erişimi kolay devlet hastanesi kapatılacaktır. 

KÖİ modeliyle yapılacak şehir hastaneleri özelinde ortaya çıkan başlıca sorunlar maliyet, yönetim ve ulaşım alanlarında yoğunlaşmaktadır.

Maliyet
Mevcut hastanelerle karşılaştırıldığında, KÖİ yöntemiyle yaptırılacak şehir hastanelerinde yatak başına kapalı alan artırılmaktadır. Bu hastanelerde, bir, iki veya en fazla üç yataktan müteşekkil odalarda, her yatak odasının içinde tuvaleti ve banyosu olan nitelikli hastane odaları yapılacaktır. Koridorlar, asansörler ve tavan yükseklikleri nitelikli odalara göre düzenlenecektir.** Sağlık Bakanı’nın 2017 yılı Bütçe Sunumuna göre, SDP kapsamındaki şehir hastanelerinde yatak başına düşen kapalı alan ortalamada 287 m2’dir. Kayıhan Pala, gelişmiş ülkelerde yeni yapılan hastanelerde yatak başına düşen kapalı alanın genel olarak 150-200 m2 dolaylarında olduğunu; şehir hastanelerindeki gereksiz kapalı alan büyüklüğünün yapım ve hizmet maliyetini artıracağını ifade etmektedir. Bu tespite katılmamak mümkün değildir. Nitekim PwC Türkiye'nin düzenlediği bir toplantıya katılan uzmanlar, Türkiye'deki KÖİ projelerindeki yatak başı maliyetlerin, Malezya'nın iki katından daha fazla olduğunu ve 500'den fazla yatak kapasitesine sahip hastanelerin yönetilmesinin zorlaştığını ifade etmektedir (s.15).

Yönetim
İkincisi, bu hastanelerin yönetim sorunudur. Her ne kadar bir önceki Sağlık Bakanı bu hastanelerin yönetiminin teoride kurgulandığını, şimdilerde de operasyonel planlarının yapıldığını belirtse de yönetim zorluğu konusundaki endişeler meşruiyetini korumaktadır. Çünkü hastane yönetiminde ölçek tasarruflarının bir sınırı bulunmaktadır. Büyük hastanelerde sağlık hizmetlerinin daha düşük maliyetli ve yüksek kaliteli olduğu yönünde genel kabul görmüş bir kanıt bulunmamaktadır. Nitekim, Türkiye'deki üçüncü basamak sağlık hizmeti veren hastanelerin etkinliğini, 93 üniversite ve bakanlık hastanesinin 2013 verileriyle analiz eden Yalçın (2014)*** 400-800 arasında yatağa sahip orta büyüklükteki hastanelerin daha etkin faaliyet gösterdiğini ifade etmektedir.

Ulaşım
Şehir hastanelerinin neden olduğu üçüncü sorun ulaşımdır. BŞH’ne ulaşımı kolaylaştırmak için ODTÜ’de bir gecede binlerce ağacın kesilmesinden de anlaşıldığı kadarıyla, büyük ölçekli şehir hastanelerinde ulaşım planlaması yapılmamış. Büyük ölçekli şehir hastaneleri şehrin uzak bir ucunda inşa edilmektedir. Şehir merkezlerindeki toplu taşım araçlarının yetersizliği nedeniyle, uzak bölgelerde yaşayan yoksulların ve yaşlıların bu hastanelere erişimi daha da zorlaşacaktır. Nitekim, Elazığ Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri, Elazığ özelinde ulaşım sorununu şu şekilde dile getirmektedir: "..şehrin diğer taraflarındaki  hastalar basit sağlık şikayetleri nedeniyle bile şehrin içerisindeki trafiği geçip, şehrin bir ucundaki ... Şehir Hastanesi’ne gitmek zorunda kalacak. Bunun akla ve mantığa sığacak bir tarafı yok... Yetkililer, Şehir Hastanesi’nin Elazığ’ın tüm ihtiyaçlarını karşılamaya yetmeyeceğini anladılar. Şehrin batısında ikamet eden insanlar için en azından ikinci basamak düzeyde ihtiyaçlarını karşılayacak bir sağlık kuruluşunun yapılmasına karar verdiler". Ulaşım sorununun, nüfusu ve yüz ölçümü Elazığ'dan büyük olan şehirlerde daha da ağırlaşacağı göz önünde bulundurulduğunda; şehir hastanelerinin ölçek ve kuruluş yeri planlamasının, bütün vatandaşların sağlık hizmetine eşit koşullarda erişimini öngören SDP'nin hedefleriyle uyumlu olmadığı görülmektedir.

Sonuç
KÖİ programı kapsamındaki yaklaşık 42 bin yatak ihtiyacının, uluslararası standartlarda (ortalamada) 600 yatak kapasiteli hastaneler ile karşılanması durumunda, program kapsamındaki hastane sayısı 30'dan, 70'e çıkacaktı. Benzer biçimde, Ankara’daki 3.660 yataklı Bilkent ve 3.566 yataklı Etlik şehir hastaneleri yerine,ortalamada 600 yataklı (yani 400-800 arası) hastaneler projelendirilseydi; ulaşımı ve yönetimi kolay 12 civarında hastane inşa edilecek ve ODTÜ’de binlerce ağacın kesilmesine ihtiyaç duyulmayacaktı.

*Sağlık Bakanlığınca Kamu Özel İş Birliği Modeli İle Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi Ve Hizmet Alınmasına Dair Uygulama Yönetmeliği’ne göre kullanım bedeli finansman anlaşmalarında geçerli olan döviz kurları ve enflasyondaki değişime paralel olarak revize edilmektedir (Ek 2). Hizmet bedelinin hesaplanmasına ve ödenmesine ilişkin usul ve esaslara ihale dokümanında ve sözleşmede yer verilmektedir (m.5/3).

** TOSUN, Nihat, "Eski hastaneler, modern şehir hastanelerinde birleştirilecek", Sağlık Düşüncesi ve Tıp Kültürü Dergisi, Yıl: 2014, Sayı:30, (s. 18-23).

*** YALÇIN, Seyit, Türkiye’deki Üçüncü Basamak Kamu Hastanelerinin Etkinliklerinin Ölçümü ve Sağlık Tesislerinin Birlikte Kullanımının Değerlendirilmesi, Kalkınma Bakanlığı Uzmanlık Tezi, Ankara, 2014.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder