Mega projelerin gerçekleştirildiği Kamu Özel İşbirliği sözleşmelerinin büyüklükleri


     Kamu-Özel-İşbirliği (KÖİ) sözleşmeleri son yıllarda büyük projelerin gerçekleştirilmesinde kullanılan en önemli yöntem oldu. Bu nedenle bu projelerin büyüklükleri ve kamu finansmanı üzerine yükleri kamuoyunda bir endişe nedeni haline geldi..
     Çeşitli çalışmalarda ve açıklamalarda bu sözleşmelere ilişkin farklı büyüklükler ifade edilmektedir. Bu yazıda KÖİ sözleşmelerine ilişkin verilerin kaynaklarını, tanımlarını ve büyüklüklerini ele alacağım.

     Dünya Bankası
     Gelişen ülkelere ilişkin bilgilerin derlendiği en önemli veri kaynağı Dünya Bankası’dır. Banka çok uzun bir tarih aralığında enerji, bilişim teknolojileri, ulaştırma, içme suyu/kanalizasyon ve katı atık sektörlerindeki sözleşmelere ilişkin verileri derlemektedir.
     Veri setinde yer alan KÖİ yöntemleri özetle imtiyaz, yap-işlet-devret (YİD), işletme hakkının devri (İHD), Yap-İşlet ve özelleştirmedir.
     Dünya Bankası veri setine göre 1995-2019 döneminde Türkiye’de gerçekleştirilen 245 sözleşmenin yatırım değeri 145,8 ABD dolarıdır.
 

     Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı
     Türkiye için ikinci önemli veri kaynağı Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’dır (CSBB). CSBB veri seti, ulaştırma, enerji, sağlık, sınır kapıları ve kültür/ turizm sektörlerini içermektedir. KÖİ yöntemleri ise YİD, İHD, Yap-İşlet ve Yap-Kirala-Devrettir (YKD).
     CSBB veri setine göre 1991-2018 yılları arasında Türkiye’de gerçekleştirilen 245 sözleşmenin yatırım değeri 155,8 milyar ABD dolarıdır.
 

     Farklılıklar
     Sözleşme sayısındaki tesadüfi benzerlik dışında iki veri setinde çok önemli farklılıklar bulunmaktadır. Aşağıdaki tabloda bu farklılıklar/benzerlikler özet olarak yer almaktadır. İşaret (+) ise veri setinde bilgi yer almaktadır. (-) işaret verinin derlenmediğini göstermektedir.

      Bunların dışında, CSBB KÖİ sözleşmesi imzalanan verileri kapsamaktadır. İdare ile özel sektör arasında sözleşmesi imzalanan projeler bazen kredi bulmakta zorlanmaktadır. Bu nedenle, Dünya  Bankası sadece kredi sözleşmesi imzalanan/finansal kapanışı yapılan sözleşmelerin verilerini derlemektedir. Bu yönüyle Bankanın veri seti daha daraltıcıdır.
 

     Yatırım değeri
     Bunlardan daha önemlisi her iki veri setinde de benimsenen yatırım tanımıdır. KÖİ yatırımları yeni yatırım (greenfield) ve mevcut tesislerin işletme hakkının özel sektöre devredilmesi (brownfield) neticesinde devlete yapılan ödemeleri ve yapılan iyileştirme yatırımlarını (İHD bedeli) içermektedir.
     Aşağıdaki şekilde CSBB verilerine göre bu iki tür yatırım yeni yatırım ve İHD bedeli şeklinde dönemler itibariyle verilmektedir.
     

     90’lı yıllarda üretim yetersizliği nedeniyle elektrik sektöründe YİD ve Yİ yöntemleriyle yeni üretim santralleri kuruldu. Yine elektrik sektöründe yenilenme ihtiyacı içerisinde olan elektrik üretim santrallerinin işletme hakları özel sektöre devredildi. Bu dönemdeki yeni yatırım ve İHD tutarları sırasıyla 21 ve 1 milyar ABD dolarıdır. 2001 finansal krizinden sonra hazine garantili KÖİ yöntemiyle yeni yatırım yapılmasına yasak getirildi ve kamuya gelir üretmek amacıyla faaliyetteki tesislerin işletme hakları devredildi.2001-2007 yılları arasındaki yeni yatırım ve İHD tutarları sırasıyla 2,4 milyar ve 10,4 ABD doları seviyesindedir. Hükümet Küresel Finansal Kriz sonrası gelişmekte olan ülkelere yönelen fonları fırsat olarak gördü ve yoğun biçimde KÖİ sözleşmesi imzaladı. 2008-2014 Türkiye’de en çok KÖİ sözleşmesi imzalanan dönem oldu. Bu dönemde sözleşmesi imzalanan yeni yatırımların işletme hakkı devirlerinin toplam tutarları sırasıyla 40 ve 60 milyar dolardır.
     Bu sözleşmelerin içerisinde hem sözleşme büyüklüğü hem de tercih edilen yöntem nedeniyle en çarpıcısı İstanbul Havalimanıdır. Bu havalimanında özel sektör hem yeni yatırım yapma hem de hükümete yıllık kira ödeme taahhüdünde bulundu. Bu projenin yatırım tutarı 11,7 ABD dolarıdır. 25 yıl süreli işletme hakkının devri sözleşmesine göre işletmeci Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına 25 milyar ABD doları tutarında ödeme yapacaktır. 2012-2013 yıllarında gelişmiş ülkelerdeki merkez bankaları parasal sıkılaşmaya başlayınca, uluslararası fonlar gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere geri dönmeye başladı. Buna bağlı olarak özel sektör KÖİ sözleşmelerine finansman bulma konusunda zorlandı. 2014 yılından sonra yeni sözleşmelerin sayıları ve tutarları azaldı. Bu dönemde imzalanan sözleşmelerdeki yatırım tutarı 15 ve işletme hakkı bedeli ise 6 milyar ABD dolarıdır.

     Projelerin ekonomiye yükü
     Bu projelerin bedelini sözleşme süresince kullanıcılar ve/veya vergi mükellefleri ödemektedir.
     Şehir hastanelerinde ödemelerin tamamını milli bütçe üzerinden vergi mükellefleri yapmaktadır (doğrudan yükümlülük).
     Ulaştırma projelerinde, sabit kullanım ve enflasyona göre güncellenen dövize dayalı sabit ücret üzerinden gelir garantisi verilmektedir. Öngörülen kullanım/talep gerçekleşirse bedeli kullanıcılar ödemektedir. Gerçekleşmez ise aradaki farkın ödemesini yine vergi mükellefleri yapmaktadır (koşullu yükümlülük).
     Osmangazi köprüsü örneğinde olduğu gibi, ücret kullanıcının ödeyemeyeceği kadar yüksek olduğunda ücretin TL karşılığı resmi olarak düşürülmektedir. Aradaki fark milli bütçe üzerinden “katkı payı” isimli vergi başlığı altında yine vergi mükellefleri tarafından ödenmektedir. 2020 yılında Köprünün KDV’siz resmi ücreti 109,17 TL’dir. Bunu geçerlerse kullanıcılar, geçmezlerse onların yerine vergi mükellefleri ödemektedir (koşullu yükümlülük). Vergi mükellefleri “katkı payı” vergisi olarak bir geçişte 138,64 TL ödemektedir. Katkı payı vergisinin yıllık toplam bedeli ise 2020 yılı için yaklaşık 2 milyar TL’dir.
     Osmangazi Köprüsünde ücreti düşürmek için ayrıca KDV oranı % 18’den %8’e düşürüldü. Vazgeçilen yıllık KDV bedeli ise 127,5 milyon TL’dir.
     Yasal yükümlülüklerine rağmen kamu kurumları, sözleşmelerin kamu finansmanı üzerindeki yükünü kamuoyuna açıklamıyor.
Daha önceki yazılarımda ayrıntılarını açıkladığım gibi şehir hastaneleri ve ulaştırma sözleşmelerine ilişkin benim bazı tahminlerim var. Akkuyu Nükleer Santrali bilgisi ise alıntı:
Şehir Hastaneleri (dorudan yükümlülük): 81 milyar ABD doları
Ankara-Niğde otoyolu hariç ulaştırma (koşullu yükümlülük): 30,2 milyar dolar
Akkuyu Nükleer Santrali (doğrudan yükümlülük) : 35,2 milyar dolar
Toplam: 146,4 milyar dolar

       Bu tutarın 750 milyar dolar tutarındaki GSYİH'ye oranı % 19,5'dur. Yani bu yükümlükler mevzuata uygun kayıt altına alınsa; ekonominin en güçlü kalesi olduğu söylenen kamu borç stoku/GSYİH oranını % 35,1 yerine, %54,6 şeklinde okuyacaktık.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder