Basından biliyoruz. Başta Fenerbahçe olarak Süper Lig'den önemli takımlar 2010-11 sezonunda şike yaptıkları iddiasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin yetkili kurumları tarafından "ceza soruşturmasına" tabi tutuldular. İddianame soruşturma aşamasında ve gizli. Ama, bir biçimde basın ve Türk futbolunun ilgili tarafları dosyanın içeriğini çok iyi biliyorlar.
Ceza Hukuku
Suçlanan kulüplerin çoğu genelde sessiz kalarak iddianamenin sürecini izliyor, kendilerine sorulanları cevaplıyor ve bir biçimde sonucu bekliyor. Ama suçlamalarla doğrudan ilgili Fenerbahçe (FB) ve ilgisiz GS kamuoyuyla tavırlarını net biçimde paylaşıyor. Hatta kamuoyunu kendi görüşleri lehinde etkilemeye çalışıyorlar. FB'nin katılmadığım ve katılmam da mümkün olmayan tavrını Facebook sayfamda ufaktan izliyor ve değerlendiriyorum. Bu değerlendirmelerimde özünde şunu söylüyorum: bu süreçte "ceza soruşturması/hukuku" ve "futbol soruşturması/hukuku" farklı olgulardır.Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre ceza soruşturmasının yöntemi ve tutuklu tutulan zanlıların tutuklulukları tartışılabilir. Çünkü, ceza hukuku kapsamında "örgütlü suç örgütü" oluşturmak iddiası ve ispatı çok kapsamlı ve ayrıntılı kanıt, tanık ve savunma gerektirmektedir. Çünkü, suç, iddia, kanıt, savunma ve ceza çok ağırdır. İnce elenip sık dokunmalıdır. Bu nedenlerle de karar için yıllarca beklemeye değer. Ancak, "masumiyet karinesi" çerçevesinde suçlananların da yıllarını almamak için tutuklamalar konusunda çok ama çok özen gösterilmelidir.