Akşam gazetesinin haberine göre “Ramazan Bayramı nedeniyle, 25-29 Ağustos tarihleri arasında PTT Kargo ücretlerinde yüzde 10 indirim uygulayacakmış”.
PTT özel kargo şirketleri ile rekabet içerisinde olduğu bir pazarda, hem de bayram gibi özel bir dönemde kargo ücretlerinde indirime gidiyor. İlk bakışta kulağa hoş gelen bir haber. Ancak, rekabet literatüründen bakıldığında da bir tüketici olarak beni rahatsız ediyor.
Bildiğim kadarıyla insanlar bayramlarda birbirlerine daha çok kargo veya kurye değil, daha çok bayram -tebrik- kartı gönderirler. PTT bayrama özel bir indirim yapacaksa, neden bayramla bir ilgisi olmayan kargo ücretlerinde indirim yapıyor da, bayramda aile bütçeleri içerisinde göreceli payı daha yüksek olan bayram tebriği gönderilerinde her hangi bir indirime gitmiyor.
5584 sayılı Posta Kanunu’nun 2’ nci maddesine göre mektup postası gönderileri hizmetlerini sunmak PTT’nin tekelinde bulunmaktadır. Mektup gönderileri tebrik kartları dahil kayıtlı ve kayıtsız mektuplar, posta kartları, basılmış kağıtlar, gazeteler, küçük paketler, ücretsiz posta gönderileri, körlere özgü yazılar, tebliğ kağıtları, değer konulmuş mektupları ile kredi kartları ve hesap ekstrelerini kapsamaktadır. PTT kendisine tanınan bu tekel hizmetlerinin yanısıra rekabete açık havale ve çek gibi parasal posta hizmetleri ile kargo ve kurye gibi lojistik hizmetleri de sunmaktadır.
PTT tekel hakkına sahip olduğu mektup gönderileri alanında fiyat yapıcıdır. Rekabete açık parasal posta hizmetleri ve lojistik gibi alanlarda ise fiyat alıcı konumundadır. Yani birinci alanda fiyatları gönül rahatlığı ile belirlerken, rekabete açık –ikinci- alanlarda piyasa koşullarında oluşan fiyatları izlemeye çalışmaktadır.
PTT kendisine tekel hakkı tanınan ve fiyat yapıcı olduğu mektup gönderileri alanında 2010 yılında 936,4 milyon TL gelir elde etmiştir. Bu gelirler toplam gelirlerin (1.566,2 milyon TL) % 60’ı ve rekabete açık parasal posta hizmetlerinden (333 milyon TL) ve lojistik hizmetlerinden (129 milyon TL) elde ettiği gelirler toplamının 2 katıdır (PTT 2010 Yılı Faaliyet Raporu, s. 138).
PTT tekel hakkına sahip olduğu ve gelirlerinin % 60’ını oluşturan mektup gönderisi alanında (mektup trafiğinde değişim olmadığı kabulüyle) fiyatlarını % 10 artırması durumunda gelirleri 93 milyon TL artacaktır. Benzer biçimde kargo trafiğinde bir değişim olmadığı varsayımı altında, kargo ücretlerinde yapılacak % 10 oranındaki bir indirim lojistik hizmetleri gelirlerinin 13 milyon TL azalmasına neden olacaktır. Tekel alanındaki % 10 zam ve rekabete açık kargo alanındaki % 10 indirimin PTT gelir tablosundaki toplam etkisi 80 milyon TL ilave gelirdir. Bu ilave gelir de parasal tutarı ve kâr oranı daha yüksek olan tekel alanındaki hizmetlerden gelmektedir.
Bu çerçevede PTT’nin rekabete açık alanlarda pazar kaybetmemek için ücretlerinde indirime gitmesi ve ortaya çıkacak muhtemel zararı kendisine tekel hakkı verilen mektup gönderisi alanından elde edeceği kârlarla finanse etmesi mümkündür.
Bu işlemin rekabet retoriğindeki karşılığı çapraz sübvansiyondur. Çapraz sübvansiyon iktisadi rasyonel ve sosyal adalet ilkeleri çerçevesinde istenmeyen bir durumdur. İktisadi rasyonel fiyatların piyasalarda arz ve talep koşulları çerçevesinde serbestçe oluşmasını gerektirmektedir. Çapraz sübvansiyon ise suni ücret indirimleri/artırımları nedeniyle göreli fiyatları bozmaktadır.
Sosyal adalet ilkesi çerçevesinde bütün vatandaşların düzenli ve makul ücretlerden haberleşme hizmeti almaları gerekmektedir (evrensel hizmet, universal service ). PTT’ye posta tekeli verilmesinin gerekçesi de budur. Mektup gönderisi hizmetleri rekabete açılırsa, şirketler nüfusun yoğun ve ulaşım maliyetlerinin düşük olduğu -göreceli olarakta ülkenin daha varlıklılarının yaşadığı- şehir merkezlerinde faaliyet göstermek isteyecektir (pastayı kapma, cream skimming). Nüfus yoğunluğunun düşük ve ulaşım maliyetlerinin daha yüksek olduğu -göreceli olarakta ülkenin daha yoksullarının yaşadığı- kırsal alanlarda posta hizmetleri –istenilen kalitede ve düşük fiyatlarda- verilemeyecektir. Kırsal alanlarda yaşayan vatandaşların da düzenli ve makul fiyatlardan posta hizmeti alabilmeleri için PTT’ye mektup tekeli imtiyazı verilmiştir (bu konulardaki ayrıntılı bir değerlendirme için şu çalışmama bakabilirsiniz).
PTT ücret indirimi nedeniyle rekabete açık kargo hizmetlerinde karşılaşacağı zararı; kendisine tekel hakkı verilen mektup gönderisi ücretlerinden edeceği kârlarla karşılayacaksa, evrensel hizmet ve sosyal adalet ilkesine uymuyor demektir.
PTT böyle mi yapmıştır bilmiyorum. Çünkü maliyet muhasebesi kuralları çerçevesinde bir muhasebe ayrıştırması yapmamaktadır. Ancak, bayram gibi özel bir günde vatandaşların daha çok kullandığı ve kendisinin de fiyat yapıcı olduğu “bayram tebriği” hizmetleri yerine; fiyat alıcı olduğu ve bayramla alâkası olmayan kargo hizmetleri alanında indirime gitmesi bana pek bir manidar geliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder