İstanbul’a yapılacak üçüncü havalimanı projesi kuruluş yeri seçimi, zamanlaması, Atatürk Havalimanının geleceği gibi konuların yanısıra rekabet politikası ve hukuku açısından da bir başka tartışmayı tetikledi.
Bazı uzmanlar İstanbul'a yapılacak üçüncü havalimanı özelleştirmesinde (muhtemelen diğer kamu özel işbirliği projelerinde de) rekabet hukukunun şart koştuğu prosedürler yerine getirilmezse ihalenin Danıştay'a götürülebileceği uyarısında bulunarak “Danıştay'ın Çeşme Limanı özelleştirmesi örneğinde olduğu gibi -üçüncü havalimanı projesinde- Rekabet Kurulu'ndan görüş alınmaması durumunda ihaleyi iptal etmesinin mümkün olacağını” ileri sürüyorlar.
Bu açıklamadan sonra başlıktaki soruyu sormak gerekiyor. Gerçekten üçüncü havalimanı ihalesinden sonra Rekabet Kurumu’ndan görüş ve/veya ön izin alınması gerekli midir? Açıklamalarım biraz uzun olabilir ama cevabım çok kısa ve net: HAYIR.
Öncelikle özelleştirme işlemlerinde Rekabet Kurulu’nun yetki ve görevini açıklayan mevzuata bir bakalım. Kurul’un ilgili Tebliğ’ine göre kamu kurum veya kuruluşlarınca bir kamu teşebbüsünün ortaklık paylarının ya da diğer hak ve araçların tümünün veya bir kısmının teşebbüsün üzerindeki kontrolü değiştirecek ya da karar organlarını etkileyecek şekilde yahut mal veya hizmet üretimine yönelik birimlerin özelleştirme yolu devirlerin hukuki geçerlilik kazanabilmeleri için Rekabet Kurumuna ön bildirimde bulunmaları ve izin almaları gerekmektedir. Ayrıca, Tebliğ hukuki veya fiili imtiyazı Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) tarafından oluşturulacak, ..., özelleştirilecek teşebbüsün kamu kuruluşu olmasından kaynaklanan, …, beklenen tekel hakkı da dahil tüm ayrıcalıklar” şeklinde tanımlamaktadır.
Çıkarsama 1: Rekabet Kurumu’ndan izin almak için özelleştirme işleminde öncelikle mülkiyeti özel sektöre devredilecek bir varlık veya tesisin bulunması gerekmektedir. Nitekim mülkiyeti Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş.’ye ait olan Çeşme Limanının işletme hakkı 30 yıllığına özel sektöre devredilmiştir. Böylece, Kurul Tebliğ’ine göre özelleştirme işleminin Kurul’a bildirilmesi ve ön izin değerlendirmesine sunulması gerekmektedir. Benzer biçimde elektrik dağıtım ve üretim sektörlerindeki işletme hakkı devirlerinin de ön izin için Kurul’a bildirilmesi gerekmektedir.
Çıkarsama 2: Tebliğ’de hukuki ve fiili imtiyaz tanımlanırken (i) özelleştirilecek mevcut bir tesisin varlığı ve (ii) bu tesisin de ÖYK tarafından özel sektör katılımına sunulması öngörülmektedir. İmtiyaz niteliğindeki yeni tesislerin yapımı ve mevcut tesislerin ÖYK dışındaki kamu karar organlarınca özel sektör katılımına açılması işlemleri rekabet hukuku mevzuatı kapsamının dışındadır.
Üçüncü havalimanı ile Çeşme Limanı benzer limanlar mıdır?
Hayır.. Buradaki önermem birincisinin hava ikincisinin de deniz yolu sektörlerinde faaliyet gösteren limanlar olduğunu ileri sürerek ironi yapmak değildir. Aksine bu iki projenin özündeki ve hukuki durumlarındaki farklılıkları ileri çıkarmaktır. Çünkü teknik, iktisadi ve hukuki olarak bu iki tür proje arasında çok önemli farklılıklar bulunmaktadır.
Çeşme limanına özel sektör katılımı mevcut bir tesisin işletme hakkının devri suretiyle sağlanırken, üçüncü havalimanında özel sektör işleteceği tesisi Yap-İşlet-Devret yöntemiyle öncelikle kendisi inşa edecektir. Daha sonra belirli bir süre içerisinde tesisin işletme hakkına sahip olacaktır.
Bu yöntemin tabi olduğu mevzuat ise 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması hakkında Kanun ve bu Kanun’un uygulamasına ilişkin 26.4.2011 tarih ve 2011/1807 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’dır.
Çıkarsama 3: Üçüncü havalimanı mevcut tesislerin devri yolu ile değil, yeni bir tesisin yapılması şartıyla özel sektör işletmesine açılacağından Rekabet Kurulu incelemesine tabi olmayacaktır. Üçüncü havalimanı projesinin, ulaşım maliyetlerinin yaratacağı rekabet kısıtı koşullarına göre tekel hakkı yaratabileceği ileri sürülebilir. Ancak, havalimanları YİD projelerine özel katılım ÖYK kararıyla değil de Yüksek Planlama Kurulu (YPK) izni ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından gerçekleştirildiği için, bu tür YİD projeleri Kurul’un ön iznine tabi değildir. Aynen, Cumhuriyet tarihinin en büyük YİD projesi olan ve ve üçüncü havalimanı ile karşılaştırtıldığında iktisadi olarak doğal tekelin birçok unsurunu içeren İstanbul-İzmir otoyolu projesinde olduğu gibi.
Soru: İlgili Tebliğ’de değişiklik yapılarak Yap-İşlet-Devret projelerinin yanısıra, sağlık tesislerinde, okullarda ve öğrenci yurtlarında özel sektör katılımını sağlayan Yap-Kirala yönteminde ve şehir içi doğal tekel olan doğal gaz dağıtım ihalelerinde Rekabet Kurulu’dan ön izin alınmalıdır? Cevap: Neden olmasın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder