2002 yılında TÜSİAD için hazırladığımız Bağımsız Düzenleyici Kurumlar (BDK) ve Türkiye uygulaması raporunda da belirtiğim gibi BDK’ların oluşturulmasının temel amacı, eksik bilgi, dışsallıklar, pazar gücü ve doğal tekeller nedeniyle aksayan piyasaları siyasi etkilerden bağımsız ve teknik gerekçeler ve yöntemlerle düzenlemek ve denetlemektir. Düzenlemelerin hedefi piyasalarda yaşanan aksak rekabetin sakıncaları gidermek ve rekabeti geliştirmektir.
Oysa bu iki kurum tarımsal desteklemenin bütçe üzerine getirdiği gereksiz yüke tepki olarak kuruldu. Bu alanlarda piyasa aksaklıklarının neden olduğu eksik rekabet sorun değildi. İktisat yazınından biliyoruz ki tarım sektörü politikacıların özel çıkar gruplarına kaynak transfer ettiği alanlardan birisidir. Bu durum Hazine Müsteşarlığı’nın o dönem hazırladığı bir raporda da şu şekilde açıklanmıştır: “Türkiye’de bugüne kadar uygulanan tarımsal destekleme politikaları sonucunda üretimin serbest piyasa koşullarına göre gelişmesi engellenmiş, siyasi kaygılarla açıklanan taban fiyatları neticesinde üretici gelirlerinde istikrarsızlık yaşanmış, değerlenmesi imkânsız stoklar oluşmuş ve nihayet sağlanan destekler üreticiye yeterince ulaşmamış ve sadece kamu kaynaklarına yük getirmiştir”.
Bu tepkinin bir sonucu olarak oluşturulan TAPDK’nın misyonu da sektörde tütün mamulleri ve alkollü içecek pazarını düzenlemek yerine doğrudan tütün üretimi ve ticaretini düzenlemek ve denetlenmek şeklinde belirlenmiştir. Uluslararası uygulamalarda da bu tür kurumlar oluşturulmaktadır. Ancak oralarda bu kurumların temel amacı içki ve sigaranın hammaddesi olan tütün, arpa ve anason gibi tarımsal ürünlerin üretimi ve ticaretini düzenlemek değildir. Aksine sanayi ürünleri olan içki ve sigaranın içeriğini, kalitesini, dağıtımını ve sosyal etkilerini düzenlemek ve denetlemektir.
Kanunun orijinal halinde konunun sanayi, gıda ve sosyal boyutu ihmal edilmiş ve tamamen tarımsal üretim üzerinde yoğunlaşılmıştır. Bu kapsamda kanunda tarımsal desteklemeye ilişkin düzenleme bile yapılmıştır. 2008 yılında yapılan değişiklikle içki ve sigaranın üretimi, ticareti ve dağıtımına ilişkin düzenlemeler getirilmiştir. TAPDK'nın ana işlevi tarımın üretimi ve desteklenmesi politikalarının ve düzenlemelerinin belirlenmesinden, sanayi ürünü olan içki ve sigaranın üretimi ve ticaretinin düzenlenmesi ve denetimine dönüştürülmüştür.
TÜSİAD raporunda “sosyal düzenleme yapmak için, bağımsız bir kurum oluşturulması yerine, Sağlık Bakanlığının hastaneleri, Milli Eğitim Bakanlığının da özel okulları düzenleyip, denetlediği gibi içki ve sigaranın üretim ve dağıtımının düzenlenmesi ve denetimi işlevinin genel idare içerisinde bir birime verilmesi düşünülebilirdi” demiştim.
TBMM gündemindeki tasarı tam da bunu yapıyor. Ülkemizde gıdaların üretimi, işlenmesi ve ticaretinin düzenlenmesi ve denetimi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesindeki Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından yapılmaktadır. Kanun tasarısı TAPDK’nın görevini bu kuruma vermektedir. Ayrıca belirli alanlarda Sağlık Bakanlığı bünyesinde Türkiye Halk Sağlığı Kurumuna da görevler devredilmektedir. İçki ve tütün mamulleri üzerinden alınan vergilere ilişkin görevler ise Maliye Bakanlığına verilmektedir.
Şeker Kurumu ve TAPDK’nın geleceği ile ilgili olarak TÜSİAD raporunda şu öngörüde bulunmuştum: “… tarım sektöründe oluşturulan ŞK ve TAPDK geçiş kurumlarıdır. Bu kurumların görev alanı, siyasi kaygılarla özel çıkar gruplarına kaynak transferine aracılık yapan tütün ve şeker sektöründe üretimin piyasa koşullarında oluşumunu sağlayacak altyapıyı oluşturmakla sınırlıdır”.
Geçiş süreci tamamlandı. TAPDK kapanacak.Sıra ŞK'da.
Bu tepkinin bir sonucu olarak oluşturulan TAPDK’nın misyonu da sektörde tütün mamulleri ve alkollü içecek pazarını düzenlemek yerine doğrudan tütün üretimi ve ticaretini düzenlemek ve denetlenmek şeklinde belirlenmiştir. Uluslararası uygulamalarda da bu tür kurumlar oluşturulmaktadır. Ancak oralarda bu kurumların temel amacı içki ve sigaranın hammaddesi olan tütün, arpa ve anason gibi tarımsal ürünlerin üretimi ve ticaretini düzenlemek değildir. Aksine sanayi ürünleri olan içki ve sigaranın içeriğini, kalitesini, dağıtımını ve sosyal etkilerini düzenlemek ve denetlemektir.
Kanunun orijinal halinde konunun sanayi, gıda ve sosyal boyutu ihmal edilmiş ve tamamen tarımsal üretim üzerinde yoğunlaşılmıştır. Bu kapsamda kanunda tarımsal desteklemeye ilişkin düzenleme bile yapılmıştır. 2008 yılında yapılan değişiklikle içki ve sigaranın üretimi, ticareti ve dağıtımına ilişkin düzenlemeler getirilmiştir. TAPDK'nın ana işlevi tarımın üretimi ve desteklenmesi politikalarının ve düzenlemelerinin belirlenmesinden, sanayi ürünü olan içki ve sigaranın üretimi ve ticaretinin düzenlenmesi ve denetimine dönüştürülmüştür.
TÜSİAD raporunda “sosyal düzenleme yapmak için, bağımsız bir kurum oluşturulması yerine, Sağlık Bakanlığının hastaneleri, Milli Eğitim Bakanlığının da özel okulları düzenleyip, denetlediği gibi içki ve sigaranın üretim ve dağıtımının düzenlenmesi ve denetimi işlevinin genel idare içerisinde bir birime verilmesi düşünülebilirdi” demiştim.
TBMM gündemindeki tasarı tam da bunu yapıyor. Ülkemizde gıdaların üretimi, işlenmesi ve ticaretinin düzenlenmesi ve denetimi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesindeki Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından yapılmaktadır. Kanun tasarısı TAPDK’nın görevini bu kuruma vermektedir. Ayrıca belirli alanlarda Sağlık Bakanlığı bünyesinde Türkiye Halk Sağlığı Kurumuna da görevler devredilmektedir. İçki ve tütün mamulleri üzerinden alınan vergilere ilişkin görevler ise Maliye Bakanlığına verilmektedir.
Şeker Kurumu ve TAPDK’nın geleceği ile ilgili olarak TÜSİAD raporunda şu öngörüde bulunmuştum: “… tarım sektöründe oluşturulan ŞK ve TAPDK geçiş kurumlarıdır. Bu kurumların görev alanı, siyasi kaygılarla özel çıkar gruplarına kaynak transferine aracılık yapan tütün ve şeker sektöründe üretimin piyasa koşullarında oluşumunu sağlayacak altyapıyı oluşturmakla sınırlıdır”.
Geçiş süreci tamamlandı. TAPDK kapanacak.Sıra ŞK'da.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder